Uluslararası Hakemli Ekonomi Yönetimi Araştırmaları Dergisi
Temmuz / Ağustos / Eylül Yaz Dönemi Sayı: 09 Yıl:2016
International Refereed Journal of Research on Economics Management
Parasal Aktarım Mekanizması Döviz Kuru Kanalı:
Türkiye Örneği
Parasal Aktarım Mekanizması, para politikasının döviz kurlarındaki
değişmelerle üretim ve istihdamı nasıl etkilediği ile ilgilenir. Dalgalı kur rejimlerinde para politikasının yürütülmesi
parasal aktarım mekanizmasında döviz kurunun rolünü anlamak için oldukça büyük
bir öneme sahiptir. ( MTM) .Döviz kurundaki bir değişikliğin etkilerinin
büyüklüğü ve zamanlaması enflasyon ve üretim üzerinde farklı etkileri yaratabilir. Döviz kurundaki değişmelerin enflasyon ve
üretim üzerindeki etkisi geleneksel faiz oranı kanallarının yarattığı
etkilerden daha farklı olabilir.
Uygulanan optimum politikalarının değişmesine neden olabilir Türkiye’de son
dönemde enflasyon hem yüksek hem de süreklidir. Bu nedenle enflasyonist
beklentiler çok güçlüdür. Para arzı, kısa vadeli faiz oranları ve döviz kuru
politikası enflasyon hedefi ile uyumlu olacaktır. Bu çerçevede çalışmada, esnek döviz kuru
rejimini benimseyen Türkiye’de parasal aktarım mekanizması döviz kuru
kanalının, para arzı ve özellikle fiyatlar düzeyi üzerindeki etkinliği vektör
otoregresif (vector autoregressive: VAR) modeliyle sorgulanmaktadır.
Değişkenlere ait veriler yıllık olarak 2003 – 2015 dönemini kapsayan üçer aylık
verilerden oluşmaktadır. Döviz kuru kanalının Türkiye’de etkin olduğu sonucuna
varılmıştır.
Anahtar kelimeler: Döviz Kuru, Para Arzı, Enflasyon, VAR Modeli
Jel Sınıflandırması: E 52
Monetary
Transmission Mechanism Exchange Rate Channel: The
Case of Turkey
ABSTRACT
Monetary Transmission Mechanism , changes in production and employment in
the exchange rates of the monetary policy is concerned with how it affects For
the conduct of monetary policy under floating exchange rates it is important to understandthe role of the
exchange rate in the monetary transmission mechanism (MTM). The timing and the magnitude
of the effects of a change in the exchange rate on output and inflation may be
quite different from traditional interest rate channels, thereby affecting
optimal policy. In recent years Turkey both high and inflation is continuous
Therefore, inflationary expectations are very powerful. Money supply,
short-term interest rates and exchange rate policy will be consistent with the
inflation target. In this study, the effectiveness of monetary transmission
mechanism exchange rate channel on Money supply
and price level is analyzed by using VAR model for Turkey which has
adopted flexible exchange rate regime. As a result of the test, for the quarterly the period 2003 – 2015 , it is
found That exchange rate channel is effective in Turkey
Key Words : Exchange Rate, Money
Supply, Inflation, VAR Model
JEL
Classification Code: E 52
I.GİRİŞ
Para, mübadele aracı, değer ölçüsü ve değer
biriktirme fonksiyonları ile günlük yaşantımızın vazgeçilmez unsurları
arasındadır. Para, genel olarak, toplumun ödeme aracı olarak kabul ettiği her
şeydir. Para sistemleri, paranın işleyişi ve niteliği ile ilgili kurallar
bütünüdür. Para standartları, işlemlerin kurallara bağlı etkin bir şekilde
gerçekleşmesini sağlamak amacıyla vardır.
Para politikalarının ekonomiyi etkileme yolları ile
ilgili ilk çalışmalar Keynesyen IS-LM analizi çerçevesinde yürütülmüştür. Ancak
daha sonraki çalışmalarda finansal piyasalardaki asimetrik enformasyonun, para
politikaları aktarımındaki rolü önem kazanmıştır. Ekonomi politikasının alt
dalı olan para politikası, toplam üretim, istihdam ve fiyat hareketlerini
kapsayan genel ekonomik faaliyetlerin yönünü ve gelişimini etkilemek amacıyla
kullanılan temel araçlardan biri durumuna gelmiştir. Para politikasının arz
yönlü doğrudan etkisi azdır ve ekonomi üzerindeki asıl etkisini çoğunlukla
toplam talebi etkileyerek gösterir (Haan, 2001:25-28). Dolayısıyla para
politikası uzun vadede, mal ve hizmetlerin nominal değerini, yani genel
fiyatlar düzeyini belirlerken, kısa ve orta vadede de reel aktiviteler üzerinde
oldukça önemli etkiye sahiptir.
Bu çalışmada, parasal aktarım mekanizması kanalları
içinde, diğer varlık kanalları kapsamı altında incelenen, döviz kuru kanalı
üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda Türkiye gibi dışa açık bir ekonomide parasal
aktarım mekanizması döviz kuru kanalının incelenmesi oldukça anlamlıdır. Döviz
kuru kanalı ile para politikalarındaki bir değişiklik ulusal paranın değerini
ve net ihracatı etkileyecek dolayısıyla reel hasıla ve fiyatlar genel düzeyini
(enflasyon) de etkileyecektir. Ekonomilerin dışa açıklık düzeyi döviz kuru
kanallının işleyişi üzerinde etkilidir. Özellikle son yıllarda küreselleşmenin
artmasıyla birlikte esnek (ya da serbest)döviz kuru sisteminin kullanımının
yaygınlaşması, parasal aktarım kanalları içerisinde döviz kuru kanalının önem
derecesini daha da artırmıştır (Cambazoğlu: vd 2012; 5) .
Parasal aktarım mekanizmasının işleyişini
belirlemeye yönelik yapılan araştırmalarda, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)
ekonomisi için yapılan araştırmalar yoğunluktadır. 1990’lı yıllardan itibaren
uluslararası kuruluşlar ve gelişmekte olan ülkelerin de parasal aktarım
mekanizması ve işleyiş kanalları konusunda çalışmalara ağırlık verdiği
gözlenmektedir. Türkiye’de ise parasal aktarım mekanizmasına ilişkin çalışmalar
daha çok 2000’li yıllarda artış göstermiştir. Literatüre bakıldığında parasal
aktarımın kredi kanalı üzerine bir yoğunlaşma olduğu Ancak Türkiye gibi dışa
açık bir ekonomide parasal aktarımın döviz kuru kanalının da incelenmesi
faydalı olacaktır. Bu yönde bir katkı sağlanması amacıyla hazırlanmış olan
çalışmamız, sadece parasal aktarım mekanizmasının döviz kuru kanalı üzerinde
yoğunlaşmaktadır(Büyükakın, vd 2009:178). Bu çerçevede uygulanan para
politikasının reel ekonomi ve enflasyon üzerindeki etkisinin belirlenmesinde
döviz kurunun rolü değerlendirilmeye çalışılmaktadır
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de para politikası-reel
ekonomi etkileşimini ve parasal aktarım kanallarından hangilerinin etkin olarak
çalıştığını araştırmak, bu konu hakkındaki bilgiyi geliştirmektir. Bu
çerçevede, çalışmanın birinci bölümünde parasal aktarım mekanizmasının
işleyişine ilişkin yaklaşımlardan bahsedilecek, parasal aktarım kanallarının
neler olduğu ve üretim seviyesini nasıl etkiledikleri teorik olarak ele
alınacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde, parasal aktarım mekanizması
kanallarının işleyişinin araştırılmasında yaygın olarak kullanılan Vektör
Otoregresyon (VAR) modelinden ve bu modelin araçlarından bahsedilecektir.
Üçüncü bölümde, Türkiye’de ve Dünya’da parasal aktarım mekanizmasının
işleyişine ilişkin yapılan çalışmalardan bahsedilecek ve Türkiye için bir VAR
modeli oluşturulacaktır. Dördüncü bölümde ise çalışma ana hatlarıyla
özetlenecek ve ampirik bulguların genel bir değerlendirmesi yapılacaktır.
II.
Para Politikası Aktarım Mekanizması
Para politikası aktarım mekanizması, genel olarak
para politikasının toplam çıktı(reel GSYİH) ve toplam harcamalar (nominal
GSYİH) üzerindeki etkilerini ve bu etkilerin ortaya çıkışında rol oynayan
aktarım kanallarını ifade etmektedir. Daha açık bir ifadeyle, para politikası
aktarım mekanizması, para politikası kararlarının toplam talebi, enflasyon
beklentilerini ve enflasyon oranını etkileme süreci olarak da tanımlanabilir
(Büyükakın vd. 2008: 45)
Bu çerçevede
dört farklı parasal aktarım kanalından söz etmek mümkündür: Bunlar sırasıyla,
faiz oranı kanalı, varlık fiyatları kanalı, kredi kanalı ve döviz kuru
kanalıdır. İncelediğimiz döviz kuru kanalının ise son dönemlerde ülke
ekonomileri üzerindeki etkisi daha fazladır.
Bu çerçevede döviz kur kanalını kısaca tanımlamak
gerekmektedir. Döviz kuru kanalında parasal bir daralma esnek döviz kurları
sistemi ve tam sermaye hareketliliği varsayımı altında ülke parasının
değerlenmesine sebep olacaktır. Burada parasal daralmadan dolayı ülke parasının
değerlenmesinin çıktı üzerindeki etkisini şu şekilde analiz edebiliriz; parasal
daralma reel faiz oranında bir artışa yol açar, bu artış ülkeye sermaye
girişlerinin hızlanmasına neden olacaktır. Ülke içinde yükselen faiz
oranlarından yararlanmak isteyen yabancı girişimciler döviz satarak yerli
varlıkları satın almak istemeleri sonucunda yerli paranın değeri artacaktır.
Yerli paranın değerinin yabancı paralar karşısında artması ülke içerisinde
üretilen malların fiyatını yurt dışında üretilen benzer mallara oranla
artıracaktır. Diğer bir deyişle ihracat mallarının fiyatı29artarken ithalat
mallarının fiyatı azalacaktır. Net ihracat buna bağlı olarak azalır ve çıktıda
bir azalış meydana gelir (Norrbin,2001).
Döviz kuru
değişmelerinin bir diğer etkisi de ülkede yerleşik kişilerin, firmaların ve
bankaların yani finansal ve finansal olmayan kurumların yabancı para ile
belirlenmiş borç miktarını etkileyerek üretimde bir değişiklik yaratmasıdır.
Yükselen ekonomilerin çoğunda finansal ve finansal olmayan kesimlerin yabancı
para cinsinden borçları bulunmaktadır. Bu borçlara karşılık yabancı para
cinsinden varlık bulundurulmadığı durumda döviz kurlarında meydana gelen
değişmeler finansal ve finansal olmayan kesimlerin bilançolarının net değerini
değiştirmektedir. Ülkenin finansal olmayan ve finansal kesimleri dünyanın geri
kalan kısmına karşı net borçlu durumda ise ülke parasının değer kaybetmesi
yabancı para cinsinden borçların yükünün artmasına ve bilanço değerinin
azalmasına neden olmaktadır. Bilanço değerindeki azalış yeni kredi sağlama
olanaklarını azaltmakta ve borçla finanse edilen harcamaların azalması sonucunu
doğurmaktadır (Mishkin,2001:10).
Döviz kuru kanalı faiz oranındaki değişmelerin
etkisini de içermektedir. Çünkü dünya çapında uluslararası sermaye
hareketlerinin hızla liberalleştiği ve sermaye hareketlerinin faiz esnekliğinin
çok yüksek olduğu bir ortamda ülkelerin uyguladıkları para politikaları faiz
oranı üzerinden döviz kurunda güçlü etkiler meydana getirebilmektedir. Şöyle
ki; Merkez Bankasının genişletici (daraltıcı) bir para politikası izlemesi
halinde sermayenin maliyeti olan reel faiz oranı düşmekte (yükselmekte),
yurtiçi reel faiz oranlarının düşmesi (yükselmesi) ise, anında sermaye
hareketlerinin hacmini değişikliğe uğratmaktadır. Bunun nedeni, yabancı
(ulusal) para bazlı mevduatların ulusal(yabancı) para bazlı mevduatlara göre
daha cazip hale gelmesidir. Sonuçta ulusal para değer kaybederken (kazanırken)
döviz kuru değer kazanmaktadır(kaybetmektedir). Ulusal paranın değer yitirmesi
(kazanması) ise, yurtiçi malları ucuz (pahalı) yurtdışı malları da pahalı
(ucuz) hale getirdiğinden net ihracat artmakta (düşmekte) ve dolayısıyla da
milli gelir yükselmektedir(azalmaktadır). Diğer bir deyişle net ihracat artar
(azalır), net ihracatın artması(azalması) da firmaların yeni yatırım kararı
almaları ile toplam talebin ve reel çıktının artmasına (azalmasına) yol açar
(Mishkin, 1995: 5, Mishkin, 2001: 7).
Döviz kuru değişmeleri hane halklarının ve
firmaların bilançolarını da etkiler. Birçok ülkede hane halkları ve firmalar ya
doğrudan dışarıdan, ya da yerli bankalar yoluyla ülke içinden yabancı para
cinsinden borçlanırlar. Bu borçların yabancı para cinsinden varlıklarla
tamamıyla karşılanmadığı durumlarda, döviz kuru değişmeleri firmaların ve hane
halklarının net değerlerini ve borç-varlık oranlarını etkileyerek, harcama ve
borçlanma davranışlarında önemli değişikliklere yol açar. (Kamin: 1998)
Genel anlamda, döviz kuru kanalının aktarım
mekanizmasındaki etkisi, ülkelerin dışa açıklık dereceleri ile doğru
orantılıdır. Bir ülke ne kadar çok dışa açık ise döviz kuru kanalı o kadar
etkili olacaktır
III. Literatür Taraması
Literatürde parasal aktarım mekanizmasının kanalları
ile ilgili birçok çalışma yapılmış ve konuyla ilgili farklı bulgular elde
etmişler. Bunlar arasında parasal aktarım mekanizmasının döviz kuru kanalıyla
ilgili olarak yapılmış başlıca çalışmalar şunlardır. Smets ve Wouters (1999),
1975-1997 dönemi için Almanya’da döviz kuru kanalını VAR modeliyle incelemiş ve
parasal daralma sonrasında döviz kurunun değerlendiğini, ithalat fiyatlarının
ihracat fiyatlarına göre daha güçlü tepki gösterdiğini, ithal malların
ucuzladığı, yurt için talebin ve ihracatın azalmasıyla birlikte gelirin düştüğü
bulmuştur. Döviz kuru kanalı, dış ticaret dengesinin bozulmasına; faiz oranı
kanalının ise, ticaret dengesinin iyileşmesine neden olmuştur. Camarero vd.
(2002), İspanya için 1986-1998 dönemi eş bütünleşik yapısal VAR yöntemi ile
parasal aktarım kanallarını incelemiş ve parasal daralmanın fiyatlar üzerinde
aşağı yönlü zayıf bir tepkiye neden olduğunu, aynı zamanda kısa ve uzun dönem
faiz oranlarında arttığını, toplam çıktının azaldığını ve döviz kurunun
değerlenmesine neden olduğu bulunmuştur. Boughara (2003), 1988Q1 – 2001Q4 için
Fas ve Tunus için yapmış olduğu çalışmasında her iki ülke için döviz kuru
kanalının etkin olduğunu bulmuştur.
Döviz kuru kanalına ilişkin önemli çalışmalardan birisi Smets
veWouters’in (1999: 496, 499) çalışmasıdır. Bu çalışmada VAR modeli
kullanılarak 1975- 1997 dönemi için Almanya’da döviz kuru kanalının ayrıntılı
bir analizi yapılmıştır. Parasal daralmanın ardından yerli paranın
değerlendiğini ortaya koymuştur. Bu değerlenme karşısında ithalat fiyatları
ihracat fiyatlarına göre çok daha güçlü tepki göstermiştir. Yurtiçi mallar,
fiyatı ucuzlayan ithal malları ile ikame edilmiştir. Böylece yurtiçi talepte
azalma olmuş ve reel GSYİH düşmüştür.
Mehrotra (2007), döviz kuru kanalını Japonya, Hong Kong ve Çin
ekonomileri için incelemiştir. Deflasyon dönemlerini kapsayan çalışmada,
yapısal VAR modeli tahmin edilerek, fiyat kontrolü için döviz kuru şoklarının
önemli olup olmadığı incelenmiştir. Sonuçlar Japonya ve Hong Kong için anlamlı
olmakla birlikte, Çin’de döviz kuru şoklarının fiyatların gelişimini önemli
ölçüde etkilemediğini göstermiştir. Nagayasu(2007), Japonya’da ise döviz kuru
kanalının önemli olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Elde edilen bulgular, üretimi
etkilemede döviz kuru kanalının yeterince işlemediği sonucuna ulaşılmıştır
Türkiye için yapılmış belli başlı çalışmalar ise şu
şekilde özetlenebilir. Saraçoğlu ve Köse (1999), 1980-1996 dönemi için VAR
yönetimini kullanarak, döviz kurunun enflasyonu etkileyen en önemli değişken
olduğunu bulmuştur. Türkiye’de 1986-1998 dönemi için banka kredi kanalını
inceleyen çalışmasında döviz kurunu da modele dahil etmiş ve sonuç olarak,
döviz kuru kanalının işlerliğini ortaya koymuştur. Öztürkler ve Çermikli
(2007), Türkiye için 1986:01-2001:12 dönemi için parasal aktarım mekanizması
kanallarının incelediği çalışmasında faiz oranlarındaki artışın enflasyonda da
artışa neden olduğu sonucuna ulaşmış ve genişletici para politikalarının ulusal
paranın değer kazanmasına yol açtığını, Türkiye’de faiz oranı ve döviz kuru
kanallarının ters yönlü çalıştığı sonucuna ulaşmıştır. Sezer (2003), Türkiye’de
faiz oranı ve döviz kuru kanallarının çalıştığı, fakat banka kredi kanalının
işlemediğine ilişkin bulgular bulmuştur. Faiz oranı ve döviz kuruna verilen
şoklara sanayi üretim endeksinin güçlü tepki verdiğini, para arzına verilen
şoklara kredilerin tepki vermediği, sanayi üretiminin de kredilerden yeterince
etkilenmediği sonucuna ulaşmıştır. Çiçek (2005), 1995-2003 dönemini incelediği
çalışmasında Türkiye’de banka kredi kanalı, döviz kuru kanalı ve varlık
fiyatları kanallarının, para politikasının reel ekonomi üzerindeki etkinliğini
azalttığı, fiyatlar üzerindeki etkinliğini ise artırdığı sonucu elde etmiş,
geleneksel faiz oranı kanalının ise en etkin kanal olduğunu sonucuna
ulaşmıştır. Kasapoğlu (2007), 1990:01 – 2006:07 dönemi için yapmış olduğu
çalışmasında döviz kurundaki değişmeye sanayi üretiminin anlamlı tepki
vermediği, dolayısıyla döviz kuru kanalının üretim üzerinde etkili olmadığı,
enflasyon oranın ise belirli gecikmeyle anlamlı tepki verdiği, bu durumda döviz
kuru kanalının ithal girdilerin ve nihai malların fiyatını değiştirerek
enflasyonu önemli ölçüde etkilediği sonucuna ulaşmıştır. Başçı vd. (2008),
Türkiye için parasal aktarım mekanizması kanallarını analiz ettiği çalışmasında
döviz kuru kanalının Türkiye için önemli bir aktarım kanalı olduğunu, dış
ticaret yoluyla toplam talep üzerindeki geleneksel etkisinin dışında,
beklentiler, risk primi, firma bilançosu, üretim maliyetleri ve fiyatlar gibi
temel değişkenler üzerinde de etkili olduğu bulmuştur, fakat 2001 krizi sonrası döviz kuru kanalının
ihtiyatlı maliye politikası ve dalgalı döviz kuru rejimi altında uygulanan
enflasyon hedeflemesi stratejisi ile birlikte zayıflama eğilimine girdiğini de
ortaya koymuştur. Erdoğan ve Yıldırım
(2008), 1995:1 – 2006:12 dönemi için döviz kuru kanalının işleyişini VAR
modeliyle araştırdıkları çalışmalarında Türkiye’de döviz kuru kanalı işlediğini
bulmuşlardır. Örnek (2009), VAR yöntemi kullanarak Türkiye’de parasal aktarım
kanallarının hangisinin etkin olarak çalıştığını 1990-2006 dönemi için incelemiş,
Türkiye’de geleneksel faiz oranı ve döviz kuru kanallarının çalıştığını, hisse
senedi fiyatı ve banka kredi kanallarının istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar
vermediğini bulmuştur. Büyükakın vd. (2009), 1990:1 -2007:9 dönemi için
Türkiye’de döviz kuru kanalını incelemiş, para politikası şokunun ardından reel
döviz kuru, net ihracat, üretim ve fiyatların dinamik tepkisi tahmin
edilmiştir. Sonuç olarak, para politikası şoklarının fiyatlar üzerinde önemli
bir etkiye sahip olduğunu ve döviz kurunun parasal aktarım mekanizmasında
önemli rol oynadığını bulunmuştur.
Türkiye’de döviz kuru kanalının ile ilgili yapılmış
çalışmalarda genel olarak döviz kuru kanalının işlediği, özellikle fiyatların
gelişimi açısından döviz kuru
değişkeninin önemli olduğu tespit edilmiştir.
2001 yılı sonrası dönemde geleneksel aktarım
mekanizması çerçevesinde döviz kuru kanalının işlerliğinde de önemli değişimler
gözlemlenmiştir. Diğer gelişmekte olan ekonomilerde olduğu gibi Türkiye ’dede
2001 yılı öncesinde dolarizasyon, hükûmetin gelir ve giderleri arasındaki
dengesizlik, sağlıksız işleyen bankacılık ve finans sektörü ile finansal
kırılganlık gibi nedenlerle döviz kuru hareketleri istikrarı bozucu etki
yaratmıştır. Geçmişte yaşanan ekonomik krizlerin ardından uygulanan başarısız
istikrar programlarının temel olarak sabit kur rejimine dayanması, güçlü
endeksleme davranışının yanı sıra döviz kurlarının enflasyon beklentilerinin
temel belirleyicisi olması naneden olmuştur. Dalgalı kur rejiminin
uygulanmadığı bu dönemde, döviz kuru geçişkenliği yalnızca büyüklük olarak
değil hız olarak da oldukça yüksek seviyelerde gerçekleşmiştir. Dalgalı kur
rejiminin uygulanmaya devam edildiği ve enflasyon hedeflemesi rejiminin
uygulanmaya başlandığı dönemde, ekonomik birimlerin fiyatlama yaparken döviz
kurlarını daha az dikkate almaya başladıkları ve kurlardan fiyatlara geçiş
etkisinin hem büyüklük hem de süre bakımından azaldığı saptanmıştır (TCMB,
2013: 4-5).
Geleneksel parasal aktarım mekanizması çerçevesinde,
yerel paranın değer kazanmasının dış ticaret üzerindeki etkisi aracılığıyla
ekonominin daralmasına neden olacağı düşünülmektedir (Helene,2001: 5). Bununla
birlikte Türkiye ekonomisinde, Türk lirasının değer kazandığı dönemlerde
ekonomi genişleme sürecine girmiş, döviz kurunun değer kaybettiği dönemlerde
ise durgunluk yaşanmıştır. Yüksek sermaye girişlerinin yaşandığı dönemlerde
Türk lirasının değer kazanması, döviz cinsinden borcu olan firmaların net
değerini ve firmaların yatırım ve üretime ayırabilecekleri kaynakları
artırmaktadır. Ayrıca üretim sürecinde ithal girdilerin yüksek ağırlığı
nedeniyle söz konusu dönemlerde firmalar aynı miktarda malı daha düşük fiyata
üretebilmekte, diğer yandan satın alma gücündeki artış iç talep üzerinde
artırıcı etki yaratmaktadır. Tüm bu etkenler, Türk lirasındaki değer artışına
bağlı olarak ekonomik faaliyetin hızlanmasına yol açmaktadır.
Parasal aktarım mekanizması hem teoride hem de
uygulamada çok karmaşık bir süreç olduğundan, mekanizmanın işleyişinin
anlaşılması para politikasının etkili bir şekilde yönetimini
kolaylaştırmaktadır. Bu sayede, konjonktürün farklı evreleri için hangi
politika seçeneğinin kullanılması gerektiği, en uygun parasal kuralın ne
olduğu, üretimdeki değişkenlik ile enflasyondaki değişkenlik arasındaki seçime
ait tercihin nasıl yapılacağı ve sabit kur rejiminin enflasyon ve üretim
üzerindeki muhtemel etkilerinin nasıl değerlendireceğine yönelik sorulara cevap
bulunabilmektedir (Mishkin, 1995, s.8-9). Politika yapıcılar finansal
büyüklüklerdeki hareketleri daha iyi yorumlayabilecekler ve daha iyi politika
hedefleri seçebileceklerdir (Taş vd 2012:53-54).
Yukarıda ele alınan ve gerek Türkiye ve gerekse
diğer ülkeler için döviz kuru kanalını inceleyen çalışmalardan çıkan sonuç, Çin
dışında diğer ülkelerde döviz kurunun özellikle fiyatların gelişimini önemli
ölçüde etkilediğini ve politika yapıcılarının enflasyonu kontrol etmede döviz
kuru değişkenini etkin bir şekilde kullanabileceğini ortaya koymuştur. Türkiye’de
döviz kuru kanalının ile ilgili yapılmış çalışmalarda genel olarak döviz kuru
kanalının işlediği özellikle fiyatların gelişimi açısından döviz kuru değişkeninin önemli olduğu tespit
edilmiştir.
ıv. Veri seti ve Yöntem
Çalışmanın amacı 2003.01-2015.04
dönemi için Türkiye’de parasal aktarım mekanizması döviz kuru kanalının etkinliği
VAR yöntemiyle test etmektir. Bu çalışmada, parasal aktarım mekanizması kanalları içinde, diğer varlık
kanalları kapsamı altında incelenen, döviz kuru kanalı üzerinde durulacaktır.
Bu bağlamda Türkiye gibi dışa açık bir ekonomide parasal aktarım mekanizması
döviz kuru kanalının incelenmesi oldukça anlamlıdır Greene (1993) değişkenler
arası dinamik ilişkileri araştırmada VAR modellerinin diğer yapısal modellerden
daha etkin olduğunu ileri sürmektedir. Sims’e (1980) göre ise, ekonomik modelde
kullanılacak değişkenler arasında eş zamanlılık söz konusuysa. modelde
kullanılan değişkenlere içsel mi dışsal mı olduğu konusunda ayrıştırma
yapılmayıp aynı ölçüde yaklaşılmalıdır. Bu nedenle Sims modelde kullanılacak
tüm değişkenlerin içsel olarak ele alınması gerektiğini ifade etmiştir. Bunun
anlamı her bir denklemin indirgenmiş formunun aynı açıklayıcı değişkenler
setinden meydana gelmesidir. Böylelikle araştırmacı modele dahil ettiği
değişkenlerin içsel (endojen) mi dışsal (egzojen) mı olduğu hususunda kaygılanmamakta
ve öngörüde bulunması kolaylaşmaktadır (Asteriou ve Hall. 2007: 279-280).
VAR modelleri üç farklı şekilde
olabilmektedir: indirgenmiş form ardışık ve yapısal. İndirgenmiş formdaki VAR
modelinde her bir değişken kendi geçmiş değerlerinin doğrusal bir
fonksiyonudur. İndirgenmiş formda diğer değişkenlerin geçmiş değerleri de göz
önünde bulundurulmakta ve bunların hata terimleri arasında bir ilişki
bulunmamaktadır. İndirgenmiş formda her bir eşitlik en küçük kareler yöntemi
kullanılarak tahmin edilmektedir. Farklı değişkenlerin birbirleriyle ilişkili
olması durumunda eşitliklerin hata terimleri arasında da ilişki olabilecektir.
Ardışık VAR yapısında ise her bir regresyon eşitliğindeki hata terimleri. bir
önceki eşitlikteki hata terimleri ile ilişkisizdir. Yapısal VAR modeli ise.
iktisat teorisini kullanarak değişkenler
arasındaki eşanlı ilişkileri ortaya çıkarmaktadır (Stock and Watson.
2011:102-104).
VAR analizinin standart
uygulamalarında Granger nedensellik testi
etki-tepki analizi ve varyans ayrıştırma analizlerinden elde edilen
sonuçlar rapor edilmektedir. VAR modelindeki karmaşık yapı nedeniyle VAR
tahmininden elde edilen regresyon katsayıları ya da istatistikleri rapor edilmemektedir.
Nedensellik etki-tepki ve varyans ayrıştırma istatistikleri daha bilgi
vericidir (Stock ve Watson. 2001:104).
Granger nedensellik testi bir
değişkenin gecikmeli değerlerinin diğer değişkenin tahmin edilmesine yardımcı
olup olmadığını incelemektedir. Etki-tepki analizi ise. VAR modeli hatalarının
cari değerlerindeki bir birimlik artışa modeldeki her bir değişkenin cari ve
gelecek değerlerinin verdiği tepkiyi göstermektedir (sistemdeki değişkenlerden
birinde cari dönemde meydana gelen bir birimlik şoka diğer değişkenlerin cari
dönem ve gelecek dönemlerdeki tepkisini gösterir). Varyans ayrıştırması (öngörü
hata ayrıştırması) ise belirli bir zaman ufkunda sistemdeki herhangi bir
değişkenin öngörü hata varyansının yüzde kaçının diğer açıklayıcı
değişkenlerdeki şoklara bağlı olarak açıklanabileceğini göstermektedir (Stock
ve Watson. 2001:104–106).
Çalışmada değişkenlerin seçiminde
uluslararası ampirik çalışmalar dikkate alınmıştır. Para, mal ve döviz kuru
piyasalarının birbirleriyle etkileşim içinde olduğu bu çalışmada, para
piyasasını temsilen kısa vadeli faiz oranı (üç aylık vadeli mevduat faiz oranı)
döviz kuru piyasasını temsilen reel efektif döviz kuru değişkenleri
kullanılmıştır. Fiyatlar genel düzeyi ise, tüketici fiyat endeksi (2003=100)
ile ölçülmüştür. Bununla birlikte. VAR modelinin kapsadığı kısa vadeli faiz
oranı reel efektif döviz kuru ve tüketici fiyat endeksi olmak üzere toplam üç
makro ekonomik değişken kullanılmıştır.
Baz yılı 2003 olan veri seti Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Elektronik Veri Dağıtım Sistemi’nden temin edilmiştir.
VAR
analizinin uygulandığı bu çalışma da ilk önce söz konusu serilerin bazı işlemlere tabi
tutulması gerekmektedir. İlk aşamada değişkenlerin birim değerlerinden bağımsız
kılınması (aynı düzeye getirilmesi) için tüm değişkenlerin logaritması
alınmıştır. Değişkenlerin mevsimsel etkiler barındırıp barındırmadığı
sorgulanmıştır. Herhangi bir mevsimsel etkiye rastlanmamıştır.
İkinci
aşamada ise VAR modellerinde tüm değişkenlerin durağan olması gerektiğinden değişkenlerin
durağan olup olmadığı sınanmıştır. Literatürde yaygın olarak Genişletilmiş
Dickey-Fuller (Augmented Dickey Fuller: ADF) testi kullanıldığından durağanlık
sınaması için ADF birim kök testi tercih edilmiştir. Dickey ve Fuller (1979) tarafından geliştirilen
birim kök testi. bütün serileri birinci dereceden otoregresif süreç olarak ele
almakta ve hata terimlerinde otokorelasyonun bulunmadığını ileri sürmektedir.
Dickey ve Fuller (1981). hata teriminin otokorelasyona sahip olması durumunda.
otokorelasyonu kaldırmak için bağımlı değişkenin ilave gecikmeli değerlerini içerecek
şekilde Dickey-Fuller birim kök testini geliştirmişlerdir. Geliştirilmiş
Dickey-Fuller birim kök testi olarak adlandırılan modelde ilave terimlerdeki
gecikme uzunluğu Akaike Bilgi Kriteri (AIC) yada Schwartz Bayesyen Kriteri
(SBC) tarafından belirlenmektedir. Tablo 1’de
görüldüğü üzere modelde kullanılan değişkenlerin durağanlığı önce düzeyleri
için sorgulanmış ve faiz değişkeni
haricinde tüm değişkenler birinci farkı alındıktan sonra durağanlaştığı
görülmüştür.
Yapılan
durağanlık sınaması sonucu değişkenlerin Faiz dışında düzey değerlerinde birim
kök içerdikleri bulunmuş ancak serilerin birinci farkları alındığında I(1)
durağan oldukları gözlenmiştir. Tüm zaman serileri aynı dereceden durağan olmadıkları
için uzun dönemli bir denge ilişkisinin sağlanamayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Tablo 1. LogFaiz Birim Kök Testi
t-Statistic
|
Prob.*
|
||
Augmented Dickey-Fuller test statistic
|
-11,41867
|
0.0000
|
|
Test critical values:
|
1% level
|
-3,473672
|
|
5% level
|
-2,880463
|
||
10% level
|
-2,576939
|
Tablo 1. ADF Birim Kök Test
Sonuçları
Test İstatistiği
|
Olasılık
|
Test İstatistiği
|
Olasılık
|
||
LogTufe(2)
|
-9.293.961
|
0.0000
|
Logrer (2)
|
-9.268.142
|
0.0000
|
1% level
|
-4.020.396
|
1% level
|
-4.020.396
|
||
5% level
|
-3.440.059
|
5% level
|
-3.440.059
|
ADF birim kök testi için gecikme
uzunluklarının belirlenmesinde minimum Akaike bilgi kriteri kullanılmıştır. Parantez
içerisindeki sayılar gecikme uzunluklarıdır. Seriler sabit terim ve trende
sahiptirler. MacKinnon
%1 önem düzeyinde durağan olduğunu göstermektedir.
Durağanlığını elde ettiğimiz
seriler arasındaki Granger nedensellik analizi için öncellikle VAR modeline
dayalı olarak gecikme sayısı elde edilmiştir.
VAR modelinden elde edilen optimal gecikme uzunluğu Akaike bilgi
kriterine (AIC) dayalı olarak 6 seçilmiştir.(bknz tablo 2) ). VAR modelinden
tahmin edilen gecikme uzunluğunun( 6 gecikme) kullanılması durumunda elde
edilen Granger nedensellik sonuçları Tablo 4’de gösterilmiştir. Granger
nedensellik analizi için öncellikle VAR modeli tahmin edilmiştir. VAR modeli
gecikme uzunluğu seçimine duyarlıdır. VAR modelinin optimal gecikme uzunluğu.
tablo 2’den görüleceği gibi Akaike bilgi kriteri (AIC) olabilirlik oranı test
istatistiği (LR) nihai öngörü hatası (FPE) ve Hannan-Quinn bilgi kriterine (HQ)
dayalı olarak 6 seçilmiştir.
Tablo
.2 VAR Modeli Gecikme Uzunluğunun Belirlenmesi
Lag
|
LogL
|
LR
|
FPE
|
AIC
|
SC
|
HQ
|
0
|
-3755,8
|
NA
|
9.45e+18
|
52.20586
|
52.26773
|
52.23100
|
1
|
-3721,8
|
66.22205
|
6.67e+18
|
51.85785
|
52.10533*
|
51.95841
|
2
|
-3701,6
|
38.36820
|
5.71e+18
|
51.70279
|
52.13589
|
51.87878*
|
3
|
-3693,3
|
15.48353
|
5.77e+18
|
51.71224
|
52.33095
|
51.96365
|
4
|
-3683,5
|
17.83655
|
5.71e+18
|
51.70108
|
52.50541
|
52.02792
|
5
|
-3676,7
|
12.12147
|
5.89e+18
|
51.73138
|
52.72132
|
52.13364
|
6
|
-3663,5
|
22.88567*
|
5.57e+18*
|
51.67330*
|
52.84885
|
52.15098
|
7
|
-3656,9
|
11.16334
|
5.78e+18
|
51.70680
|
53.06796
|
52.25990
|
8
|
-3652,2
|
7.784187
|
6.15e+18
|
51.76638
|
53.31316
|
52.39491
|
VAR modelinin gecikme uzunluğu
olarak 6 seçilmiştir. Grafik yardımıyla analizin
tekrarlanması durumunda ters köklerin hepsinin birim çemberin içinde olduğu
görülmektedir (Grafik 1). Bu nedenle VAR modelinin istikrar koşulu
sağlanmaktadır.
Grafik
1. AR Karakteristik Polinomunun Ters Kökleri
VAR modelinden elde edilen
artıkların otokorelasyona sahip olup olmadığının incelenmesi için otokorelasyon
LM testi yapılmıştır. Otokorelasyon LM testi sonuçlarına göre seride otokorelasyonun olmadığı yönündeki boş
hipotez reddedilememektedir(Tablo3).
Tablo
3. VAR Modeli Otokorelasyon Testi
Modelde yer alan TÜFE faiz ve
reel döviz kuru değişkenleri arasındaki karşılıklı nedensellik ilişkilerini
incelemek için Granger nedensellik testi uygulanmıştır. VAR modelinden tahmin
edilen gecikme uzunluğunun (6 gecikme) kullanılması durumunda elde edilen
Granger nedensellik sonuçları Tablo 4’de gösterilmektedir.
Tablo 4. Granger Nedensellik Testi
Sonuçları
Yokluk Hipotezi
|
Olasılık
|
Karar
|
DLogtufe Dlogrer’in nedeni değildir
|
0,0052
|
H:0 red
|
DLogrer Dlogtufe’nin nedeni
değildir
|
0,018
|
H:0 red
|
Logfaiz DLogrer’in nedeni değildir
|
0,0134
|
H:0red
|
DLogrer Logfaiz’in nedeni değildir
|
0,6047
|
H:0kabul
|
Logfaiz Dlogtufe ‘nin nedeni değildir
|
0,0248
|
H:0 red
|
DLogtufe Logfaiz’in nedeni değildir.
|
0,5759
|
H:0kabul
|
Nedensellik testi sonuçlarına
göre TÜFE ve reel kur arasında iki yönlü nedensellik ilişkisi bulunmaktadır.
Yani enflasyon ve reel kurlar arasındaki karşılıklı bir etkileşim
bulunmaktadır. Faiz oranlarından reel döviz kurlarına doğru tek yönlü bir
nedensellik bulunmaktadır. Faiz oranlarında ortaya çıkacak bir değişme reel
kurları doğrudan etkilemektedir. Ayrıca faiz oranlarındaki değişmelerde TÜFE’yi
yani enflasyonu etkilemektedir. Faiz oranlarıyla TÜFE arasındaki nedensellik
ise tek yönlüdür. Yani f aiz oranlarındaki bir artış ya da azalış enflasyonu
etkileyebilmektedir.
Granger nedensellik analizi
sonuçlarına göre aralarında karşılıklı nedensellik ilişkisi bulunan
değişkenlerin karışlıklı dinamik etkileşimleri etki-tepki ve varyans ayrıştırma
analizleri ile incelenmiştir. Etki-tepki analizi sistemdeki içsel bir
değişkende meydana gelen bir şokun sistemdeki diğer içsel değişkenler
üzerindeki etkisini göstermektedir. Etki-tepki analizi sonuçları Granger
nedensellik analizi sonuçlarını desteklemektedir. Grafiklerde
dikey eksende ilgili değişkene verilen bir standart sapmalık artış şokuna diğer
değişkenlerin verdiği tepkinin yönü ve yüzde olarak büyüklüğü yatay eksende ise
dönem sayısın şokun verilmesinden sonra geçen 10 çeyrek dönemi göstermektedir.
Tablo 5 ’de görüldüğü üzere reel
döviz kurunun kendi şokuna tepkisi başlangıç döneminden üçüncü döneme kadar
azalış yönündedir. Bu dönemden sonra reel kur
değişkenin kendi şokuna tepkisi yavaş yavaş yok olmuştur. Reel döviz
kuruna verilen bir birimlik şok enflasyon üzerinde 3. Döneme kadar negatif
yönde bir etki gösterirken 3. Dönem sonunda pozitif bir etki göstermiş ve bu
etki Zaman zaman azalıcı zaman zaman da artış yönünde bir etki olmuştur. Kurlar
faiz oranı şoklarına büyük tepki vermekte ve 3 ayda sıfırın altında % 5
seviyesinde dip yapmakta ve 6 ay sonra faizin kurlar üzerindeki etkisi
azalmakta ve onuncu ayın sonunda kaybolmaktadır. TÜFE’ye verilen bir birimlik
şok ise reel döviz kuru üzerinde ani ve sert bir etki yaratarak, 3. Döneme
kadar düşmesine neden olmuştur. Bu dönemden sonra ise etki pozitif yönde
gerçekleşmiş ve onuncu ayın sonunda etkisini yitirmiştir. Bu sert düşüşün en
önemli nedeni 2001 krizi ve 2003 yılında Türk Lirası’nın dolar karşısında
değerlenmiş olması olarak görülebilir. Özellikle
kısa vadeli sermaye hareketlerinin faiz oranlarındaki değişmelerden etkilenmesi
bulgularımızla örtüşmektedir. Kısa vadeli sermaye hareketleri faiz
oranlarındaki değişmelerle birlikte giriş ve çıkış koşulları değişmekte ve
kurlar üzerinde etki yaratmaktadır. Faiz oranlarındaki değişmelerin bir
taraftan da enflasyon aracılığıyla kurları etkilediği bilinmektedir. Şöyle ki
faiz değişiklikleri, aktarım mekanizmasında döviz kuru üzerinde de etkin bir
rol oynayarak toplam talebi etkiler. Bunun arkasında yatan temel neden, reel
faiz oranlarının, söz konusu ülkede yapılan portföy yatırımlarının ana
belirleyicilerinden olmasıdır. Zira bir ülkede yatırımların getirisinin ne
ölçüde cazip olduğu, o ülkeye giriş-çıkış yapan yabancı sermayeye yön verir. Özetle elde edilen etki tepki fonksiyonu
sonuçlarına istinaden söz konusu parasal süreçte faiz oranı kanalının döviz
kuru kanalı ile etkileşimi nedeniyle TCMB’nin döviz kuru kanalını etkilemek
suretiyle fiyatlar genel düzeyi üzerinde etkin olabileceği söylenebilir.
Tablo
5. Etki-Tepki
Analizi Sonuçları
Reel kur TÜFE ve kısa vadeli faiz
serilerindeki değişimlerin nedenlerini belirlemenin bir diğer yolu varyans
ayrıştırma analizidir. Varyans ayrıştırma analizi değişkenlerde meydana gelen
şokların kaynaklarının ayrıştırılmasını sağlamaktadır. Varyans ayrıştırma
analizine göre. TÜFE’ de ortaya çıkan bir
değişimin kaynağı ilk dönemde yüzde yüz TÜFE iken nihai dönemde baktığımızda TÜFE’deki
kaynağın %11’i reel kur tarafından açıklanmaktadır. - faiz oranının gecikmesi kendisini %95 oranında, döviz
kuru %4 TÜFE ise %1 oranında açıklamaktadır. Daha sonraki aylarda döviz kuru
yaklaşık %5 TÜFE %3 ve faiz oranlarının
kendi gecikmesi %90 oranında açıklayıcı etkiye sahip olmaktadır. Reel döviz
kurundaki artışlar ithal mallarının ulusal para cinsinden pahalanmasına ve mal
ve hizmet fiyatlarının bu artışı yansıtacak biçimde yükselmesine yol açacağı
belirtilmektedir. Nitekim reel döviz kuru varyans ayrıştırması bunu destekler
niteliktedir. Geçiş etkisinin büyüklüğü ampirik bir sorundur. Ülkeden ülkeye, dönemden
döneme etkinliğin boyutu değişebilmektedir.
Tablo.
6a TÜFE’nin Varyans Ayrıştırma Sonuçları
Dönem
|
S.E.
|
DLOGTUFE
|
DLOGRER
|
LOGFAIZ
|
1
|
0,011244
|
100
|
0
|
0
|
2
|
0,011885
|
99,18983
|
0,016999
|
0,793175
|
3
|
0,012245
|
95,41674
|
3,059281
|
1,52398
|
4
|
0,012498
|
92,62497
|
5,824045
|
1,550982
|
5
|
0,012498
|
91,64146
|
6,304456
|
2,054081
|
6
|
0,012498
|
90,98126
|
6,299494
|
2,719244
|
7
|
0,012498
|
88,9073
|
6,939634
|
4,153062
|
8
|
0,012498
|
84,77197
|
11,25867
|
3,969362
|
9
|
0,012498
|
84,73307
|
11,26561
|
4,001327
|
10
|
0,012498
|
83,69086
|
11,96578
|
4,343364
|
11
|
0,012498
|
83.55961
|
11.95286
|
4.487529
|
12
|
0,012498
|
83.47732
|
11.93675
|
4.585935
|
Tablo. 6 b Reel Döviz kurunun
Varyans Ayrıştırma Sonuçları
Tablo. 6 c Kısa Vadeli Faiz Oranlarının
Varyans Ayrıştırma Sonuçları
V. SONUÇ
Döviz kurunun enflasyona olan
etkisinin incelendiği bu araştırmada 2003-2015 yılları arası üçer aylık
verilerden yararlanılmıştır. Çalışmanın ilk aşamasında bağımlı ve bağımsız
değişkene ilişkin ADF testleri ile serilerin durağanlıkları incelenmiş ve birinci dereceden durağan oldukları
belirlenmiştir.
Yapılan Granger nedensellik testi
sonuçlarına göre reel döviz kuru ve TÜFE değişkeninin gecikmeli değerlerinin
katsayıları istatistiksel olarak anlamlı olduğu için TÜFE’deki değişmenin bir
kısmını reel döviz kuru ve faiz değişkenlerinin geçmiş değerleriyle açıklamak
mümkün olmaktadır.
TÜFE, reel döviz Kuru ve Faiz serileri arasındaki nedensel ilişki bulunduğu
için VAR ( Vektör Otoregresyon) modelleri uygulanmıştır. VAR modellerinin tahmininde
en uygun gecikme uzunluğunun tespitinde SCI Bilgi Kriteri kullanılmıştır.
Modellerin tespitinde sekiz gecikme uzunluğundan aşağı doğru gecikme
uzunlukları denenmiş ve en küçük SCI Kriterini veren gecikme uzunluğu altı
olarak seçilmiştir. TÜFE’ye verilen bir birimlik şok ise reel döviz kuru
üzerinde ani ve sert bir etki yaratarak, 3. Döneme kadar düşmesine neden
olmuştur. Bu dönemden sonra ise etki pozitif yönde gerçekleşmiş ve onuncu ayın
sonunda etkisini yitirmiştir.
Bu durum Granger nedensellik testiyle uyum
sağlamaktadır. Faiz oranları varyans
ayrışım tablosundan görüldüğü üzere 1. dönemde faiz oranının gecikmesi
kendisini %95 oranında, döviz kuru %4 TÜFE ise %1 oranında açıklamaktadır. Daha
sonraki aylarda döviz kuru yaklaşık %5 TÜFE
%3 ve faiz oranlarının kendi gecikmesi %90 oranında açıklayıcı etkiye
sahip olmaktadır. Reel döviz kurundaki artışlar ithal mallarının ulusal para
cinsinden pahalanmasına ve mal ve hizmet fiyatlarının bu artışı yansıtacak
biçimde yükselmesine yol açacağı belirtilmektedir. Nitekim reel döviz kuru
varyans ayrıştırması bunu destekler niteliktedir.
Türkiye'de son dönemde enflasyon hem yüksek hem de
süreklidir. Bu nedenle enflasyonist beklentiler çok güçlüdür. TÜFE, kısa vadeli
faiz oranları ve döviz kuru politikası enflasyon hedefi ile uyumlu olacaktır. Özetle
bu çalışmadan elde edilen bulgular, enflasyondaki değişmeler açısından döviz
kuru değişkeninin önemli bir gösterge niteliği taşıdığı, Türkiye ekonomisinde
parasal aktarımın döviz kuru kanalının işlediğini ortaya koymaktadır
Parasal aktarım mekanizmasına ilişkin temel hususlar
bu çerçevede olmakla birlikte, sistemin işleyişinin ülkeden ülkeye farklılıklar
arz ettiğini ve özellikle geliş mekte olan ekonomilerdeki belli başlı
gürültülerden etkilendiğini de vurgulamakta yarar var. Kur geçişkenliği,
dolarizasyon ve rezervler gibi söz konusu sürtüşmelerin yanı sıra, kontrol dışı
şokların da mekanizmanın etkinliği üzerinde yansımalar gösterdiğini unutmamak
gerekir. Dolayısıyla, politika değişikliklerinin nihai sonucunun, tüm bu
parametrelerin de rol oynadığı entegre bir mekanizmaya bağlı olduğu ortadadır.
KAYNAKÇA
ASTERIOU, Dimitrios ve Stephen G.
HALL (2007), Applied Econometrics A Modern Approach (Revised Edition), New
York: Palgrave Macmillian.
BOUGHRA ,
Adel., (2003), “What Do We Know About
Monetary Policy and Transmission Mechanism in Morrocco and Tunisia?”, The 10th
Annual Conference of the Economic Research Forum (ERF), 1-30.
BRANSON,W.H., (2001),“Intermediate Exchange,Rate Regimes For Regimes For Group Of Developing
Countries” Don’t Fix Don’t Float, Ed., By., Jorge Braga De Macedo, Daniel Cohen
And Helmut Reisen, Oecd Publishing, 2001.Pp.57,58.
BAŞÇI, E, Ö
Özel and Ç Sarıkaya., (2008), “The
monetary transmission mechanism in Turkey: new developments”, BIS Papers, no
35, Bank for International Settlements.
BUBULA, A
.,And Robe, Ö.İ., (2002), “The Evolution
Of Exchange Rate Regimes Since 1990: Evidence From De Facto Policies”, Imf
Working Paper, Wp/02/155,
September,2002. P.7.
BÜYÜKAKIN
,F., Türk, A., Ve Cengiz,V., (2008), Türkiye’de Para Politikası Aktarım
Mekanizması: Döviz Kuru Kanalı Üzerine Bir Değerlendirme, 2. Ulusal İktisat
Kongresi, İzmir,2008
BÜYÜKAKIN, F., Türk, A., Ve Cengiz, V., (2009), “Parasal Aktarım Mekanizması:
Türkiye’de Döviz Kuru Kanalının VAR Analizi” Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,
Cilt:24, Sayı:1, Yıl:2009, ss.171-198.
CALVO, G.A., And Reinhart,C.M., (2000), “Fear
Of Floating” , (Çevrimiçi)
Http://Drum.Lib.Umd.Edu/Bitstream/1903/4294/1/Ciecrp11.Pdf ( 01.05.2012),2000, P.5.
CAMBAZOĞLU B ve KARAALP
H. S., (2012), “Parasal Aktarım Mekanizması Döviz Kuru
Kanalı: Türkiye Örneği” Yönetim Ve Ekonomi Yıl:2012 Cilt:19 Sayı:2
CENGİZ V., (2009), Parasal Aktarım Mekanizması İşleyişi Ve Ampirik Bulgular, Erciyes Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, Sayı: 33, Temmuz, Aralık 226, .Ss.225,247
ÇAKMAKLI, S., (2005), Parasal Aktarım Mekanizmaları: Türkiye Uygulaması,
Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,Adana,
ÇATALBAŞ,
G.K., (2007), Türkiye’de Para Arzı İle Enflasyon Arasındaki İlişkinin Parametrik Olmayan Regresyon Analizi
İle İncelenmesi, Gazi
Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 9 / 3
(2007). 197 - 212
CAMBAZOĞLU
B. Ve Karaalp S.H., (2012), “Parasal Aktarım Mekanizması Döviz Kuru Kanalı;
Türkiye Örneği”, Celal Bayar Üniversitesi İ:İ:B:F Dergisi, 19 (2),2012. S.53-68
ÇİÇEK, M.,
(2005), “Türkiye’de Parasal Aktarım Mekanizması: Var (Vektör Otoregrasyonu)
Yaklaşımıyla Bir Analiz” İktisat İşletme ve Finans, Cilt: 20, Sayı: 233, Yıl:
2005
EDWARDS, S.,
(2001), “Exchange Rate Regimes, Capital Flows And Crisis Prevention”, Nber
Working Paper, Series 8529, 2001.P.15.
EKİNCİ, A.,
(2012), Türkiye'de Para Arzının Makroekonomik Değişkenler Üzerine Etkisinin Ekonometrik Analizi: 1990 - 2002 Dönemi
Uygulaması,2012
ERDOĞAN S., Yildirim D., Orhan O., (2010), "Is There An Interest
Rate Channel For Monetary Policy In Turkey", METU Studies in Development,
pp.247-266, 2010
FISHER, S., (2001), “Exchange Rate Regimes: Is The Bipolar View Correct?”, Journal Of Economic
Perspectives, Volume 15, Number 2, 2001.P.3.
FRANKEL, J.,
(1999), “No Single Currency Regime Is
Right For All Countries Or At All Times” Nber Working Paper, Series 7338,1999. P.18.
GOLDFAJN,
I., And Olivares, G., (2000), “Is
Adopting Full Dollarization The Solution? Looking At The Evidence”
Department Of Economics Pontifícia Universidade Católica Do Rio De Janeiro,
February 14, 2000.P.2.
GUJARATI, D. N., (2001), Temel
Ekonometri, Çev. Ümit Şenesen ve Gülay Günlük Şenesen, Literatür Yayıncılık,
İstanbul.
GÜL E. Ekinci., (2006), Türkiye’de Enflasyon Ve Döviz Kuru Arasındaki
Nedensellik İlişkisi: 1984 – 2003, Sosyal
Bilimler Dergisi 2006/1
HAAN, J. D.,
Berger, H., And Fraassen, E. V., (2001), “How To Reduce Inflation: An
Independent Central Bank Or A Currency Board? The Experience Of The Baltic
Countries” Emerging Markets Review, 2001.Pp. 220,222.
HELENE, P.,
(2001), “ How The Countries Choose Their Exchange Rate Regime”, Imf
Working Paper, Wp/01/46,2001. P.5.
HOOPER ,P.,
And Mann,C.L., (1989),“ Exchange Rate
Pass,Through İn The 1980s: The Case Of U.S. Imports Of Manufactures Brookings
Papers On Economic Activity, Vol. No. 1,1989.P. 300.
IŞIĞIÇOK,
E., (1994) Zaman serilerinde nedensellik çözümlemesi. Bursa, Uludağ Üniversitesi
Basımevi.
KADILAR, C., (2000) Uygulamalı çok değişkenli zaman
serileri analizi. Ankara,Bizim Büro Basımevi.
KAMIN, S.,
Turner, P. ve Van’t dack, J., (1998), “The Transmission Mechanism of Monetary
Policy in Emerging Market Economies”. BIS Teblii, No 3,s. 5-65.
KENNY ,G.,
And Mcgettigan,D., (1996), “ Exchange Rate Pass,Through And Irish Import
Prices” Economic Analysis, Research And Publications Department, Central Bank
Of Ireland, Technical Paper 6/Rt/96, P.O. Box 559, Dublin 2,1996.P.3.
MEHROTRA, Aaron N., (2007), “Exchange and interest rate channels during
adeflationary era Evidence from Japan
Hong Kong and China”, Journal of Comparative Economics, 35, ss. 188-210.
MISHKIN,F.S., (1995), The Economics Of Money, Banking And Financial Markets, Fourth Edition, New
York, Harper Collins College Publishers,.P.132.
MISHKIN, F.
S., (2001), “The Transmission Mechanism
and The Role of Asset Prices in Monetary Policy”, NBER Working Paper 8617,
1-21.
NAGAYASU ,
Jun., (2007), “Empirical Analysis of the Exchange Rate Channel in Japan”,
Journal of International Money and Finance, 26, ss. 887- 904.
NORRBIN S.,
(2000), “What Have We Learned From Empirical Tests of TheMonetary Transmission
Mechanism”Erişim:http://www.riksbank.com/upload/4840/wp_121.pdf
OBSTFELD,
M., And Rogoff, K., (1995), “The Mirage
Of Fixed Exchange Rates”, Journal Of Economic Perspectives,Volume 9, Number
4,Fall, P.74.
ÖZTÜRKLER , Harun ve Affan Hakan ÇERMİKLİ ., (2007), “Türkiye'de Bir
Parasal Aktarım Kanalı Olarak Banka Kredileri”, Finans Politik & Ekonomik
Yorumlar, 44(514), 57-68.
REINHART,C.,
And Calvo,G., (2001), “Reflections On Dollarization”, University Of Maryland, College Park, Department Of
Economics, Munich Personal Repec Archive, P.4.
SIMS,
Christopher A., (1980), “Macroeconomics
and Reality”, Econometrica, 48 (1), pp. 1-48.
SMETS, Fve
Raf Wouters., (1999), “The Exchange Rate
and the Monetary Transmission Mechanism in Germany”, De Economist 147, 4, ss.
489-521.
STOCK, James
H. and Mark W. WATSON., (2001), “Vector Autoregressions”, Journal of Economic
Perspectives, 15 (4), pp. 101-115.
TAKATISHI
I., And Kiyotaka S., (2006), “Exchange Rate Changes And Inflatıon In
Post,Crisis Asian Economies: Var Analysis Of The Exchange Rate Pass,Through”,
Nbr Working Paper Series 12395,2006.
Pp.3,4.
TAŞ, S vd., ( 2012), “ Banka Kredi Kanlı ve Türkiye
Uygulaması” Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 21, Sayı 1, 2012,
Sayfa 53-74
TEMURLENK M.
S., (1998), Vektör Otoregresyon Modeli:
Türkiye’de 1980 Sonrası Dönemde Uygulanan İstikrar Politikalarının Etkinliği
Üzerine Bir Uygulama, Atatürk Üniversitesi İİBF Yayın No: 209, Erzurum
Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası” Parasal Aktarım Mekanizması “Kasım 2013
WILLIAMSON, J; (2002), “The Evolution Of Thought On
Intermediate Exchange Rate Regimes”, The Annals Of The American academy Of Political And Socia lscience, Volume:579, 2002.P.82.
ZENGİN A., (2000),
“ Reel Döviz Kuru Hareketleri ve Dış Ticaret Fiyatları (Türkiye
Ekonomisi Üzerine Ampirik Bulgular)”, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 2(2), 27-41.
EXTEND ABSTRACT
The monetary transmission mechanism
describes how policy induced changes in the nominal money stock or the
short-term nominal interest rate impact on real variables such as aggregate
output and employment.
Monetary transmission mechanisms (MTMs)
are the channels through which
monetary policy actions are transmitted to changes in real output and
the price level. In his article about the role of monetary policy, Friedman
(1968) avers that monetary policy cannot peg either interest rates or the
unemployment rate at their equilibrium rates, through cheap money policy, for
more than very limited periods. Unemployment cannot be maintained away from its
natural rate without accepting a positive and finite rate of inflation. Thus,
monetary policy can affect the real economy only in the short run. In the long
run, inflation is a monetary phenomenon, and real output is driven by real
factors. Although the vast majority of economists agree with Friedman’s view
about the role of monetary policy, economists are divided regarding the
question of how monetary policy actions can affect the real economy in the
short run. Generally speaking, four MTM channels have been highlighted in the
literatureThey are; the interest rate channel, the exchange rate channel, the
asset price channel, and the credit channel
Money supply and monetary policy work through the economy
in several different ways. The foregoing investigation into the macroeconomics
of the credit view has confirmed that the "special role of credit"
when capital markets are imperfect or less developed like inTurkey contributes significantly to the connection
between money and economic activity, and indeed deserves closer attention from
macroeconomists. On the other hand, the credit channel of monetary transmission
is not easily detectable, nor is it
easily predictable and controllable for policy purposes, at very aggregate
levels of analysis. Specific firm-bank structures and relationships, as well as
local institutional features, determine the credit-channel's transmission of
monetary impulses whether these impulses
are amplified or dampened in a way that
requires detailed microeconomic analysis.
Further considerations to be drawn from
our analysis can be summarized as follows. Firstly, the shift in theoretical
focus implied by the credit view is important, yet whether the credit
transmission mechanism has stronger effects than the money transmission mechanism remains largely an
empirical matter. Secondly, there are both theoretical and empirical clues
pointing to credit conditions as an important vehicle for real supply-side
effects of monetary policy that has hitherto been disregarded. Pursuing this
view opens some interesting lines of research . On theoretical grounds, the
time structure of transactions,
contractual arrangements in the labour and credit markets, and the
formation and effect of price expectations are all critical elements in
modelling a credit economy that call for more careful anlysis. With regard to
empirical analysis, it is also important to discriminate the source and nature
of the shocks driving the adjustment of real and nominal variables in the
economy: credit, real or inflationary shocks trigger different patterns of
adjustment, though they all involve the credit transmission mechanism.
Discriminating among them is
necessary in order to correctly
identify the existence and extent of the exchange rate in the monetary transmission mechanism
Monetary Transmission Mechanism ,
changes in production and employment in the exchange rates of the monetary
policy is concerned with how it affects For the conduct of monetary policy
under floating exchange rates it is
important to understandthe role of the exchange rate in the monetary
transmission mechanism (MTM). The timing and the magnitude of the effects of a
change in the exchange rate on output and inflation may be quite different from
traditional interest rate channels, thereby affecting optimal policy. The
transmission mechanism and its length, how-ever, may change from one time to
another, and the effects can furthermore be non-linear or even dependon whether
the central bank is tightening or easing the monetary stance and on the
position of the business cycle. Considerable uncertainty thus surrounds the
transmission mechanism and the ultimate effects of monetary policy. To a large
extent, they will depend on how policy affects expectations of eco-nomic agents
and the confidence with which they hold these expectations, further underlining
theimportance for monetary policy to be transparent and credible Monetary
transmission mechanism channels play a dominant role in the Turkey economy?
The paper is organized as follows.
Section 2 specifies a structural VAR model in a small open economy. Section 3
analyzes the estimation results of the study. Section 4 conclude
In recent years Turkey both high and
inflation is continuous Therefore, inflationary expectations are very powerful.
Money supply, short-term interest rates and exchange rate policy will be
consistent with the inflation target. In this study, the effectiveness of
monetary transmission mechanism exchange rate channel on Money supply and price level is analyzed by using VAR
model for Turkey which has adopted flexible exchange rate regime. As a result
of the test, for the quarterly the period
2003 – 2015 , it is found That exchange rate channel is effective in Turkey